Başbuğumuz Türkeş,80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfetmiştir
Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, 'Başbuğumuz Türkeş, 80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfetmiştir' dedi.
Alpaslan Türkeş'in ölümünün 23'ncü yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Fendoğlu, "80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan Merhum Başbuğumuz Alpaslan Türkeş Bey, yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanıydı. O, bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, hayat çizgisi içinde yüksek ahlakın, sağlam karakterin, sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören engin muhakemenin de temsilcisidir. Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti, dostları ve hasımları tarafından hep kabul görmüş ve eninde sonunda hakkı teslim edilmiştir. Onun uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti, Türkiye'yi birçok kez krizden kurtarmış; varlığı, Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için hep ümit verici olmuştur" ifadelerine yer verdi.
Allah'a olan inancını, devlete olan bağlılığını, millete olan sadakatini birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile herkese gösterdiğine dikkat çeken Fendoğlu, "Hayatında asla yılgınlığa yer olmamış, fırtınalı geçen ömrü boyunca, herkesin düştüğü yerde ve zamanda, o kalkıp dimdik ve tek başına yürüyebilmiştir. "Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır" diyerek, azmin, kararlılık ve istikrarın, sorunları aşmada en etkili çözüm yolu olduğunun işaretini vermiştir. Bir kutlu davaya başlarken, inançla yola koyulmanın birinci şart olduğunu şahsında ispat etmiş; başarının, yürümek istemeyenleri iyi tanımaktan geçtiğini hepimize öğretmiştir" şeklinde konuştu.
Fendoğlu, "1944 yılının baskı ve zulümlerinden, 1997 yılının Nisanına kadar uzanan muhteşem milliyetçilik mücadelesi, hayatını ülkesine ve milletine adamışlığın en mümtaz örneklerini oluşturmuştur. O büyük dava ve devlet adamının aramızdan ayrılışının yıl dönümünde eserlerinin anlam ve önemini bu vesile ile bir kez daha idrak ediyoruz. Cenabı Allah'ın rızası yolunda, 80 yıllık bir ömrü Türk-İslam davasına vakfederek 'Bir Türk milliyetçisi nasıl olmalıdır' cevabını, tarihin altın sayfalarına işlemiştir. Gözlerden dökülen yaşlar, dillerden dökülen ayetler, hüzün dolu yürekler, sevda yüklü gönüller, 'Başbuğlar ölmez' haykırışlarında. Bu kutlu sevdanın, toprakla örtülmeyeceğinin, bu irfan sayfasının umutsuzlukla bütünleşemeyeceğinin ispatıdır. Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi asla değişmeyecek olan, Seksen yılık şerefli bir ömürden sonra, 1997 yılında Hakk'a teslim olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyi, bir kez daha saygı, minnet ve rahmet ile anıyorum. Ruhu şad, kekanı cennet olsun" şeklinde açıklamasını tamamladı.