Billboard krizine farklı bir bakış!
Şehir açık hava reklam çöplüğüne dönmüş durumda.
Malatya Büyükşehir Belediyesi ile Yeşilyurt Belediyesi arasında başlayan reklam panoları tartışmasının, Malatya’da reklam kartelinin kim olduğunu ortaya çıkardığını ifade eden Attarlar Esnaf Odası ve Radyocular Derneği Başkanı Sinan Cavlak, düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Cavlak: “Yanlışlar üzerine bina edilmiş bir kavganın Malatya’ya faydası yok. Şehir açık hava reklam çöplüğüne dönmüş durumda. Bu sebeple reklamcılık sektöründe faaliyet gösteren esnaflarımız kamu dışı alanlardaki reklam hacminin minimize olması sebebiyle sektörde tutunamaz hale gelmiştir. Medyanın önemli bir bölümünün tek gelir kaynağı olan reklam gelirleri dibe vurmuş durumdadır. Tabelacıların, matbaaların işleri de dolaylı olarak olumsuz etkilenmiştir. Raketler, billboardlar, durak panoları, otobüs giydirmeleri, otobüs içi reklamlar gibi onlarca kalemde oluşturulan reklam alanları sayesinde Malatya’da reklam pastasının yüzde 80’i belediyelerin eline geçmiştir.
Plansız ve ölçüsüz reklam alanları oluşturulması, reklam verenlerin harcadıkları paranın karşılığını alamamalarına sebep olmuştur. Reklam veren göle maya çalar duruma düşürülmüştür. Çünkü 1300 civarında billboard ve raketin olduğu Malatya’da açık hava reklamı ile kendinizi duyurabilmek için en az 100 adet billboard ve 100 adet rakete reklam vermek zorunda kalıyorsunuz. 1 aylığına 100 billboard ve 100 rakete reklam vermenin bedeli ortalama 80 bin lira civarındadır. Radyo, televizyon, gazete, dergi, internet siteleri, sosyal medya, led ekran reklamları derken bütçe 100 bin lirayı aşmaktadır. 770 bin nüfuslu Malatya’da 1 aylık ortalama bir reklam kampanyasının maliyeti 100 bin lirayı aşıyorsa bu şehrin esnafı tüccarı iflah olmaz. Belediyeler habire yeni reklam alanları oluşturarak tabiri caizse karşılıksız para basan merkez bankalarını andırıyor. Sadece 2020 yılında büyükşehir belediyesine ait otobüs giydirmelerinin piyasadaki reklam pastasından almayı hedeflediği pay 2,5 milyon TL civarındadır. Belediyelerin esnaftan aldığı ilan reklam ve tabela vergileri de hesaplandığında aslında tartışmasız en büyük reklam kartelinin belediyeler olduğu net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Belediyeler, şehrimizde görsel kirlilik oluşturmada en önde gidiyor. Belediyelerimizin konu rant olunca estetik kaygısının yok olduğunu üzülerek izlemekteyiz. Belediyeler bünyesinde kurulu bulunan Çevre Müdürlükleri ise belediyelerin çevreye dair doğru strateji üretebilmesinde etkisiz ve yoksun durumdadır. Şehir plancılarının mevcut tablo karşısında sessiz kalmalarından derin üzüntü duyuyoruz.
Yapılması gereken; açık hava reklam çöplüklerinin temizlenmesi, minimize edilmesi, sürdürülebilir hale getirilmesidir. Malatya’nın caddeleri sokakları parkları halkın ortak kullanım alanlarıdır. Belediyeler bu alanları gelişigüzel kullanmamalı. Malatya’nın salaş bir şehre dönüşmesine müsaade etmemeliyiz. Belediyelerimizi şehri kirletmemeye, piyasa dengelerini altüst etmemeye, halkımızı ise birlikte yaşadığımız şehre sahip çıkmaya davet ediyorum. Tek yetkinin şehri idare edenlerde olmadığının farkına varılmasını diliyorum. Halkımızın demokratik haklarını sonuna kadar kullanmalarını rica ediyorum. Belediyelerimizin mevcut tutumlarının devam etmesi durumunda, şehrin gidişatına dair itirazı olanların CİMER’e yazmalarını ya da Alo 150 ile doğrudan Cumhurbaşkanlığı hattını arayarak itirazlarını dile getirmelerini rica ediyorum.” ifadelerine yer verdi.